Sağlıklı Bebekler İçin Hamilelikte Sağlıklı Beslenme Şart

SAĞLIK 03.10.2018 - 17:58, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:16 3406+ kez okundu.
 

Sağlıklı Bebekler İçin Hamilelikte Sağlıklı Beslenme Şart

Yeterli ve dengeli beslenmenin önemi hamilelikte daha da fazla önem taşıyor. Beslenmenin anne karnındaki bebeğin hem bedensel hem zihinsel gelişimine doğrudan etkisi bulunduğunu hatırlatan DoktorTakvimi.com uzmanlarından Diyetisyen Tuğçe Kılıç, anne adaylarına önerilerde bulunuyor.
Toplumun geleceği sağlıklı bireylerin devamıyla, çocukların sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesi ise annelerin gebelik döneminde sağlıklı beslenmesiyle sağlanıyor. Bu nedenle hamilelerin, anne karnındaki bebeklerinin gelişimi için hem yeterli ve dengeli beslenmeleri hem de sağlıklarını korumak için bilinçli davranmaları büyük önem taşıyor. Annenin yeterli ve dengeli beslenmesinin bebeğin doğum ağırlığı, beyin gelişiminin yanı sıra prematürelik ve bebek ölümleriyle ilişkisinin bilimsel çalışmalarla kanıtlandığını hatırlatan  Diyetisyen Tuğçe Kılıç, anne adayları için değerli önerilerde bulunuyor.   Hamilelikle metabolizma hızı artıyor Gebelikte fazla beslenmenin ve kilo artışının sezaryen, doğum tarihinin gecikmesi, fetüste mekonyum aspirasyonu gibi risklere neden olabileceğini anlatan Kılıç, yetersiz beslenmenin ise annede ciddi ağırlık kayıpları anemi, diş çürüğü, kemik erimesi ve yetersiz protein alımına bağlı ödem oluşması gibi sonuçlar doğurabileceğinin altını çiziyor. Hamilelerin besin gereksiniminin yaş, fiziksel aktivite durumu, gebeliğin başlangıcındaki ağırlık, besin depolarının yeterlilik derecesi gibi faktörlere bağlı olduğunu hatırlatan Kılıç, “Gebelikte bazal metabolizma hızı yüzde 20 civarında artar. Özellikle gebeliğin 20. haftasından geçerli olmak üzere enerji ihtiyacı artar. Artan gereksinimi karşılamak için gebe kadının günlük enerji gereksinimine 300 kalori eklenmesi gerekir” diyor.   Kompleks karbonhidratlardan beslenin Tam buğday ekmeği, yulaf, bulgur, kuru baklagiller, kuru ve taze meyveler, arpa, çavdar liften zengindir. Kan şekeri dengesini en iyi şekilde sağlayan kompleks karbonhidratların fetüsün beyin ve nörotransmitter gelişimi ile glikojen depoları için en iyi seçenekler olduğunu belirten Diyetisyen Tuğçe Kılıç, bu nedenle günlük enerji ihtiyacı karşılanırken tam buğday ekmeği, yulaf, bulgur, kuru baklagiller, kuru ve taze meyveler, arpa, çavdar gibi liften yana da zengin olan kompleks karbonhidratlara da yer verilmesi gerektiğinin altını çiziyor.   Balık tüketmeyi ihmal etmeyin Yağların da elzem besin öğelerinden olduğunu hatırlatan Kılıç, şunları söylüyor: “Hamilelerin beslenmesinde beyin ve retina gelişiminde etkin olan yağlar mutlaka yerini almalıdır. Yağdan fakir beslenme beyin ve kalp işleyişinde bozukluğa sebep olur. Bebek beyninin katı kısmının gelişiminin yüzde 50-60’ı lipitlerden yani yağlardan sağlanmaktadır. Bu nedenle gebelikte Omega-3’ten zengin balık tüketimi önem taşır. Ayrıca ceviz, susam, badem, fındık da bu gelişime katkı sağlar. Erken doğum, düşük doğum ağırlıklı bebek ve prematüre doğum gibi konularda annenin demir kaynaklarından fakir beslenmesi önemli bir etkendir. Hamilelerde artan plazma hacmi, fetüs için demir gereksiniminin çoğalması demir açısından zengin besinlerin tüketimi önem kazanır. En iyi demir kaynakları kırmızı et ve türevleri, yumurta, koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, kuru meyvelerdir. Gebelik döneminde kemik mineralizasyonu anneden fetüse yeterli miktarda kalsiyum geçişiyle sağlanır. Kalsiyum birikiminin yüzde 70’i gebeliğin son 3 ayında gerçekleşir ve bu nedenle gebelikte kalsiyum gereksinimi artar. Anne ve bebeğin sağlığı için bu ihtiyacın süt, yoğurt, peynir, çökelek, pekmez, fındık gibi doğal kaynaklardan sağlanması gerekir.”   Çok fazla kahve tüketimi erken doğuma neden olabilir Diyetisyen Tuğçe Kılıç, anne adaylarının dikkat etmesi gerekenler diğer önemli konuları ise şöyle anlatıyor: Yapılan çalışmalar hamilelerin dörtte üçünün günlük ortalama iki fincan kahve tükettiği ve günlük 5 fincandan fazla kahve tüketen kadınlarda da erken doğum, gebelik süresine göre düşük doğum ağırlıklı bebekler dünyaya getirdikleri saptanmıştır. Ayrıca aşırı miktarda tüketilen çay, kahve ve kolalı içeceklerin kemik yoğunluğu üzerine zararlı etkileri de bulunmaktadır. Özellikle gebeliğin ilk üç ayında folik asit kullanımı önem kazanır. Koyu yeşil yapraklı sebzeler(semizotu) , karnabahar, et, yumurta, süt ve türevlerinde bulunmaktadır. Ayrıca doğum öncesi dönemde folik asit kullanılması ile bebekte risk taşıyan nöral tüp defekti, ensefolapti, megolablastik aneminin önüne geçilebilir. Gebelikte bulantı ve kusma ilk haftalarda görülen sağlık problemlerinin başında gelir. Yataktan kalkmak için yiyeyecğiniz tuzlu bir kraker veya ekmek bu sorunun önüne geçmenizde yardımcı olabilir. Gebelikte kesinlikle alkol tüketilmemelidir. Fetüs gelişimini olumsuz etkileyen alkol, vitamin ve mineral eksikliklerine neden olur. Her annenin bebeğine kolaylıkla verebileceği, eş değeri olmayan anne sütü, bebeklerin hem fiziksel hem psikolojik gelişimi için olmazsa olmazların başında gelir. İlk 6 ay bebeklere sadece anne sütü verilmelidir. Memorial Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Uz. Dr. Belkıs Kütük, 1-7 Ekim Emzirme Haftası’nda anne sütü ve önemi hakkında bilgi verdi.   Altın değerinde anne sütü Anne sütü, bebeğin ihtiyacı olan vitamin, mineral, protein ve karbonhidratların yanı sıra kök hücre de içerir. Bunun haricinde annenin geçirmiş olduğu hastalıklara ve anneye yapılan aşılara karşı oluşmuş antikorları içermektedir. Fiziksel büyümeye katkısı dışında, anne sütü, bebekleri psikolojik olarak da güçlendirir ve anneyle aralarında pozitif bir bağ kurulmasını sağlar. Emen bebekler kendilerini güvende hissederler, mutlu ve sağlıklı bir yeni doğan dönemi geçirir.   Anne sütü, bebeğin ayına ve hastalık durumuna göre içeriği değişebilen bir gıda maddesidir. Yeni doğan bebeklerde sütün ilk damlaları yanı kolostrum çok önem taşımaktadır. Kolostrumda çok yoğun koruyucu maddeler ve antikorlar vardır. Bebek büyüdükçe sütün içeriği, sahip olduğu protein ve karbonhidrat oranı değişmektedir. Bebek hasta olduğunda da anne sütünün içeriğinin değiştiği tespit edilmiştir.   Meme kanserinden koruyor Emzirmenin anneye çok faydası bulunmaktadır. Bebeğini uzun süre emziren annelerde meme kanserine daha az rastlanmakta, memede kist ve adenom oluşumu daha az gözlenmektedir. Emzirmek annenin rahminin toparlanmasına ve kilo vermesine yardımcı olmaktadır. Emziren anneler daha mutlu ve daha sakin olurlar. Duygusal tatmin yaşarlar ve bebekleriyle eşsiz bir sevgi bağı kurarlar.   Stresten uzak durarak süt miktarını artırın Bebek doğumdan sonra en kısa sürede emzirilmelidir. İlk yarım saat içinde emzirmek prolaktin yani süt yapıcı hormonun daha kısa sürede salgılanmasını sağlar ve süt daha erken gelir. Zor geçen normal doğumlar ve sezaryen doğumlar sonrasında süt oluşumu biraz gecikebilmekte ve anne sütü yetersiz kalabilmektedir. Anne doğumdan sonra mümkün olduğunca dinlenmeli, uykusunu almalı ve stres ve kaygılarından uzaklaşmalıdır. Bu durumda her aile bireyi anneyi psikolojik olarak desteklemeli, ona yardımcı olmaya çalışmalıdır. Bebek ve anne sağlıklı ise, bebek sıklıkla emziriliyorsa ve annenin beslenmesi iyiyse mutlaka süt olacaktır.   Anneler bol su içip dengeli beslenmeli Anne emzirirken yeme içme düzenine dikkat etmeli, protein ağırlıklı beslenmelidir. Meyve ve sebzeyi ihmal etmemeli, hamur tatlıları yerine hafifi sütlü tatlılar tüketmelidir. Emziren anneler günde 2-2.5 litre su içmeli, çok keskin baharatlardan süte geçip bebeği rahatsız edeceği için kaçınmalıdır. Mercimek, nohut, kuru fasulye gibi baklagiller, brokoli, karnabahar gibi sebzeler anneden bebeğe geçip gaz yapabilir. Bazı gaz yapan meyveleri de anne komposto olarak tüketebilir. Rezene ve ıhlamur gibi bitki çaylarını tüketmek sütün artmasına yardımcı olmaktadır.
Yeterli ve dengeli beslenmenin önemi hamilelikte daha da fazla önem taşıyor. Beslenmenin anne karnındaki bebeğin hem bedensel hem zihinsel gelişimine doğrudan etkisi bulunduğunu hatırlatan DoktorTakvimi.com uzmanlarından Diyetisyen Tuğçe Kılıç, anne adaylarına önerilerde bulunuyor.

Toplumun geleceği sağlıklı bireylerin devamıyla, çocukların sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesi ise annelerin gebelik döneminde sağlıklı beslenmesiyle sağlanıyor. Bu nedenle hamilelerin, anne karnındaki bebeklerinin gelişimi için hem yeterli ve dengeli beslenmeleri hem de sağlıklarını korumak için bilinçli davranmaları büyük önem taşıyor. Annenin yeterli ve dengeli beslenmesinin bebeğin doğum ağırlığı, beyin gelişiminin yanı sıra prematürelik ve bebek ölümleriyle ilişkisinin bilimsel çalışmalarla kanıtlandığını hatırlatan  Diyetisyen Tuğçe Kılıç, anne adayları için değerli önerilerde bulunuyor.

 

Hamilelikle metabolizma hızı artıyor

Gebelikte fazla beslenmenin ve kilo artışının sezaryen, doğum tarihinin gecikmesi, fetüste mekonyum aspirasyonu gibi risklere neden olabileceğini anlatan Kılıç, yetersiz beslenmenin ise annede ciddi ağırlık kayıpları anemi, diş çürüğü, kemik erimesi ve yetersiz protein alımına bağlı ödem oluşması gibi sonuçlar doğurabileceğinin altını çiziyor. Hamilelerin besin gereksiniminin yaş, fiziksel aktivite durumu, gebeliğin başlangıcındaki ağırlık, besin depolarının yeterlilik derecesi gibi faktörlere bağlı olduğunu hatırlatan Kılıç, “Gebelikte bazal metabolizma hızı yüzde 20 civarında artar. Özellikle gebeliğin 20. haftasından geçerli olmak üzere enerji ihtiyacı artar. Artan gereksinimi karşılamak için gebe kadının günlük enerji gereksinimine 300 kalori eklenmesi gerekir” diyor.

 

Kompleks karbonhidratlardan beslenin

Tam buğday ekmeği, yulaf, bulgur, kuru baklagiller, kuru ve taze meyveler, arpa, çavdar liften zengindir. Kan şekeri dengesini en iyi şekilde sağlayan kompleks karbonhidratların fetüsün beyin ve nörotransmitter gelişimi ile glikojen depoları için en iyi seçenekler olduğunu belirten Diyetisyen Tuğçe Kılıç, bu nedenle günlük enerji ihtiyacı karşılanırken tam buğday ekmeği, yulaf, bulgur, kuru baklagiller, kuru ve taze meyveler, arpa, çavdar gibi liften yana da zengin olan kompleks karbonhidratlara da yer verilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

 

Balık tüketmeyi ihmal etmeyin

Yağların da elzem besin öğelerinden olduğunu hatırlatan Kılıç, şunları söylüyor: “Hamilelerin beslenmesinde beyin ve retina gelişiminde etkin olan yağlar mutlaka yerini almalıdır. Yağdan fakir beslenme beyin ve kalp işleyişinde bozukluğa sebep olur. Bebek beyninin katı kısmının gelişiminin yüzde 50-60’ı lipitlerden yani yağlardan sağlanmaktadır. Bu nedenle gebelikte Omega-3’ten zengin balık tüketimi önem taşır. Ayrıca ceviz, susam, badem, fındık da bu gelişime katkı sağlar. Erken doğum, düşük doğum ağırlıklı bebek ve prematüre doğum gibi konularda annenin demir kaynaklarından fakir beslenmesi önemli bir etkendir. Hamilelerde artan plazma hacmi, fetüs için demir gereksiniminin çoğalması demir açısından zengin besinlerin tüketimi önem kazanır. En iyi demir kaynakları kırmızı et ve türevleri, yumurta, koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, kuru meyvelerdir. Gebelik döneminde kemik mineralizasyonu anneden fetüse yeterli miktarda kalsiyum geçişiyle sağlanır. Kalsiyum birikiminin yüzde 70’i gebeliğin son 3 ayında gerçekleşir ve bu nedenle gebelikte kalsiyum gereksinimi artar. Anne ve bebeğin sağlığı için bu ihtiyacın süt, yoğurt, peynir, çökelek, pekmez, fındık gibi doğal kaynaklardan sağlanması gerekir.”

 

Çok fazla kahve tüketimi erken doğuma neden olabilir

Diyetisyen Tuğçe Kılıç, anne adaylarının dikkat etmesi gerekenler diğer önemli konuları ise şöyle anlatıyor:

Yapılan çalışmalar hamilelerin dörtte üçünün günlük ortalama iki fincan kahve tükettiği ve günlük 5 fincandan fazla kahve tüketen kadınlarda da erken doğum, gebelik süresine göre düşük doğum ağırlıklı bebekler dünyaya getirdikleri saptanmıştır. Ayrıca aşırı miktarda tüketilen çay, kahve ve kolalı içeceklerin kemik yoğunluğu üzerine zararlı etkileri de bulunmaktadır.

Özellikle gebeliğin ilk üç ayında folik asit kullanımı önem kazanır. Koyu yeşil yapraklı sebzeler(semizotu) , karnabahar, et, yumurta, süt ve türevlerinde bulunmaktadır. Ayrıca doğum öncesi dönemde folik asit kullanılması ile bebekte risk taşıyan nöral tüp defekti, ensefolapti, megolablastik aneminin önüne geçilebilir.

Gebelikte bulantı ve kusma ilk haftalarda görülen sağlık problemlerinin başında gelir. Yataktan kalkmak için yiyeyecğiniz tuzlu bir kraker veya ekmek bu sorunun önüne geçmenizde yardımcı olabilir.

Gebelikte kesinlikle alkol tüketilmemelidir. Fetüs gelişimini olumsuz etkileyen alkol, vitamin ve mineral eksikliklerine neden olur.

Her annenin bebeğine kolaylıkla verebileceği, eş değeri olmayan anne sütü, bebeklerin hem fiziksel hem psikolojik gelişimi için olmazsa olmazların başında gelir. İlk 6 ay bebeklere sadece anne sütü verilmelidir. Memorial Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Uz. Dr. Belkıs Kütük, 1-7 Ekim Emzirme Haftası’nda anne sütü ve önemi hakkında bilgi verdi.

 

Altın değerinde anne sütü

Anne sütü, bebeğin ihtiyacı olan vitamin, mineral, protein ve karbonhidratların yanı sıra kök hücre de içerir. Bunun haricinde annenin geçirmiş olduğu hastalıklara ve anneye yapılan aşılara karşı oluşmuş antikorları içermektedir. Fiziksel büyümeye katkısı dışında, anne sütü, bebekleri psikolojik olarak da güçlendirir ve anneyle aralarında pozitif bir bağ kurulmasını sağlar. Emen bebekler kendilerini güvende hissederler, mutlu ve sağlıklı bir yeni doğan dönemi geçirir.

 

Anne sütü, bebeğin ayına ve hastalık durumuna göre içeriği değişebilen bir gıda maddesidir. Yeni doğan bebeklerde sütün ilk damlaları yanı kolostrum çok önem taşımaktadır. Kolostrumda çok yoğun koruyucu maddeler ve antikorlar vardır. Bebek büyüdükçe sütün içeriği, sahip olduğu protein ve karbonhidrat oranı değişmektedir. Bebek hasta olduğunda da anne sütünün içeriğinin değiştiği tespit edilmiştir.

 

Meme kanserinden koruyor

Emzirmenin anneye çok faydası bulunmaktadır. Bebeğini uzun süre emziren annelerde meme kanserine daha az rastlanmakta, memede kist ve adenom oluşumu daha az gözlenmektedir. Emzirmek annenin rahminin toparlanmasına ve kilo vermesine yardımcı olmaktadır. Emziren anneler daha mutlu ve daha sakin olurlar. Duygusal tatmin yaşarlar ve bebekleriyle eşsiz bir sevgi bağı kurarlar.

 

Stresten uzak durarak süt miktarını artırın

Bebek doğumdan sonra en kısa sürede emzirilmelidir. İlk yarım saat içinde emzirmek prolaktin yani süt yapıcı hormonun daha kısa sürede salgılanmasını sağlar ve süt daha erken gelir. Zor geçen normal doğumlar ve sezaryen doğumlar sonrasında süt oluşumu biraz gecikebilmekte ve anne sütü yetersiz kalabilmektedir. Anne doğumdan sonra mümkün olduğunca dinlenmeli, uykusunu almalı ve stres ve kaygılarından uzaklaşmalıdır. Bu durumda her aile bireyi anneyi psikolojik olarak desteklemeli, ona yardımcı olmaya çalışmalıdır. Bebek ve anne sağlıklı ise, bebek sıklıkla emziriliyorsa ve annenin beslenmesi iyiyse mutlaka süt olacaktır.

 

Anneler bol su içip dengeli beslenmeli

Anne emzirirken yeme içme düzenine dikkat etmeli, protein ağırlıklı beslenmelidir. Meyve ve sebzeyi ihmal etmemeli, hamur tatlıları yerine hafifi sütlü tatlılar tüketmelidir. Emziren anneler günde 2-2.5 litre su içmeli, çok keskin baharatlardan süte geçip bebeği rahatsız edeceği için kaçınmalıdır. Mercimek, nohut, kuru fasulye gibi baklagiller, brokoli, karnabahar gibi sebzeler anneden bebeğe geçip gaz yapabilir. Bazı gaz yapan meyveleri de anne komposto olarak tüketebilir. Rezene ve ıhlamur gibi bitki çaylarını tüketmek sütün artmasına yardımcı olmaktadır.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.