MESLEK YAŞAMIMIZ GÜÇLÜKLERLE DOLUDUR

GÜNDEM 05.04.2019 - 18:24, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:16 2504+ kez okundu.
 

MESLEK YAŞAMIMIZ GÜÇLÜKLERLE DOLUDUR

5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle Giresun'da çeşitli etkinlikler yapıldı. İlk olarak Giresun Barosu tarafından Giresun Valiliği önünde tören gerçekleştirildi.
 Düzenlenen törene Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahim Alan, Adalet Komisyonu Başkanı Hüseyin Büyükavcı, İl Emniyet Müdür vekili Ali İhsan Sağlam, hakim, savcılar ve avukatlar katıldı. Giresun Baro Başkanı Soner Karademir, yaptığı konuşmada, “İlk kez 1958 yılında kutlanan 5 Nisan Avukatlar günü bir kutlama olmanın ötesinde aynı zamanda dünyanın en saygın ve kadim mesleği olan savunmanın, mesleğin ve toplumun sorunlarıyla ilgili görüş ve düşüncelerini kamuoyuyla paylaştıkları gün olmasıyla da hepimiz için ayrı bir anlam taşıyor. Nitekim Barolar sadece bir STK ya da basit bir meslek odası değildir. Hukukun tarihi, gerçekte savunmanın tarihi; Savunma mesleğinin geçmişi de insanlık tarihi kadar eskidir. Yazılı belgelerle kanıtlanan üç bin yıllık bir mesleğin mensuplarıyız. Hukuk ve savunmanın güçlü olduğu ülkeler, günümüzde dünyanın en güçlü, huzurlu ve refahlı ülkeleri iken Hukuk ve savunmaya değer verilmeyen ülkeler ise, dünyanın en geri kalmış, çatışma ve gözyaşı içerisinde olan 3. Dünya ülkeleridir. Savunma mesleğinin temsilcileri olan biz avukatlar ve örgütümüz olan barolar da savunma görevini en iyi şekilde yapabilmek ve  bağımsız savunmanın gücünü arttırmak için günlük siyasi kavram ve hedeflerden, kamplaşmalardan uzaklaşarak hukukun üstün değerleri etrafında birleşmeliyiz. Evrensel hukuk ilkeleri, hukukun üstünlüğü ve adalet  bizler için yegane hedeftir. Bizi sadece bir meslek odası olarak gören anlayışı ve sonuçlarını hiçbir şekilde kabul etmiyor ve reddediyoruz. Bu anlayış Barolara siyaset, rant, maddiyat ve koltuk beklentileri getirecektir. Bu durum, baroları konuşması gereken yerlerde susan, susması gereken konularda ise konuşan barolar haline sokacaktır.  Bununla birlikte yakın zamanda ilimizde Bu bağlamda küçük bir yavrumuzun hayatının söz konusu olduğu ve ilk günden itibaren titizlikle takip ettiğimiz bir soruşturmayı sosyal medya hesaplarından tartışarak olası şüphelilere fayda sağlamak niyetimiz olmadığı gibi; bir yargılama faaliyetini ve bu faaliyeti yapan hakim savcılarımızı bir sosyal medya ağı üzerinden değerlendirilemeyecek kadar da değerli olduklarını; işlenen bir suç karşısında sorumlulukları olanların düşünceleri, mevki ve makamları, sıfatları her ne olursa olsun yasalar önünde gereken karşılığı bulmaları için konunun ilk günden itibaren takipçisi olduğumuzu ve bundan sonra da sonuna kadar olacağımızı yineliyoruz. Yargı erkinin kurumu olan baroların da bir hukuk kurumu gibi yönetilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca biliyoruz ki  Hukuk devleti olmayı tam olarak tamamlayamamış, demokrasi geleneği ve kültürü eksik olan, insan hakları alanında geri olan ülkelerde hukukçu ve birer insan hakları savunucuları olarak avukatların işi herkesten ve her şeyden daha zor olacaktır. Yine duruşma salonu bulmakta zorlanan Hâkim ve Savcıların önünde dosyaların yığıldığı, örgütlenme haklarının olmadığı, buna karşılık emeklerinin gerçek karşılığının alınmadığı, adliyelerin bina ve personel sayısının eksik olduğu bir Adalet sisteminde mevzuatınız ne kadar ileri olursa olsun Adalette gecikmeler olacaktır. Avukatların yeri geldiğinde serbest meslek, yeri geldiğinde kamu görevlisi olarak kabul edildiği, ama kamu adına verilen bu yetkileri kullanmaya gelince bin bir engel çıkarıldığı, gece vakti bile göreve gönderilen Avukata yol ücretinin çok görüldüğü, dosya inceleme yetkilerinin törpülendiği, yasal bir takım güvenceleri olmasına rağmen rahat bir şeklide soruşturma ve kovuşturmaya maruz kaldıkları ve bu eksende zaman zaman tutuklandıkları, görev üstlendikleri davalarda müvekkil ile özdeşleştirildiği, her gün adliyede görev ifa etmelerine ve adliyenin idari düzenine ilişkin bir takım görevleri olmasına rağmen Adalet Komisyonlarında bulunmadıkları, zaman zaman savunmanın savunulacak hale düştüğü bir sistemde; hep birlikte hukuk zemininden uzaklaşmadan mücadele ederek bu engelleri aşma ve eksiklikleri tamamlamak zorundayız. Bugün Türkiye’deki 125 bin avukat büyük maddi ve manevi sorunlarla karşı karşıyadır. 20 bin stajyer avukat için meslek yaşamı güçlüklerle doludur. İtibarı yüksek, kurulması en kolay 116 hukuk fakültesi bilimsel faaliyetleri ile öne çıkması gereken üniversitelerin iştahını artırmakta ve buralarda okumakta olan 85 bin öğrenci, haklı olarak gelecek kaygısı içindedir. Örneğin Türkiyede 2 yıllık Adalet Meslekyüksekolu okumuş kişileri arayıp bulan Kosovadan bir üniversite hiç eğitim almadan Kosovaya bile gitmeden öğrencilere Hukuk Fakültesi diploması vermekte ve yakın zamana kadar denklik verilen bu akıl almaz durum karşısında Birliğimiz YÖK’ ü de harekete geçirmiştir” diye konuştu
5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle Giresun'da çeşitli etkinlikler yapıldı. İlk olarak Giresun Barosu tarafından Giresun Valiliği önünde tören gerçekleştirildi.

 Düzenlenen törene Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahim Alan, Adalet Komisyonu Başkanı Hüseyin Büyükavcı, İl Emniyet Müdür vekili Ali İhsan Sağlam, hakim, savcılar ve avukatlar katıldı.

Giresun Baro Başkanı Soner Karademir, yaptığı konuşmada, “İlk kez 1958 yılında kutlanan 5 Nisan Avukatlar günü bir kutlama olmanın ötesinde aynı zamanda dünyanın en saygın ve kadim mesleği olan savunmanın, mesleğin ve toplumun sorunlarıyla ilgili görüş ve düşüncelerini kamuoyuyla paylaştıkları gün olmasıyla da hepimiz için ayrı bir anlam taşıyor. Nitekim Barolar sadece bir STK ya da basit bir meslek odası değildir. Hukukun tarihi, gerçekte savunmanın tarihi; Savunma mesleğinin geçmişi de insanlık tarihi kadar eskidir. Yazılı belgelerle kanıtlanan üç bin yıllık bir mesleğin mensuplarıyız. Hukuk ve savunmanın güçlü olduğu ülkeler, günümüzde dünyanın en güçlü, huzurlu ve refahlı ülkeleri iken Hukuk ve savunmaya değer verilmeyen ülkeler ise, dünyanın en geri kalmış, çatışma ve gözyaşı içerisinde olan 3. Dünya ülkeleridir. Savunma mesleğinin temsilcileri olan biz avukatlar ve örgütümüz olan barolar da savunma görevini en iyi şekilde yapabilmek ve  bağımsız savunmanın gücünü arttırmak için günlük siyasi kavram ve hedeflerden, kamplaşmalardan uzaklaşarak hukukun üstün değerleri etrafında birleşmeliyiz. Evrensel hukuk ilkeleri, hukukun üstünlüğü ve adalet  bizler için yegane hedeftir. Bizi sadece bir meslek odası olarak gören anlayışı ve sonuçlarını hiçbir şekilde kabul etmiyor ve reddediyoruz. Bu anlayış Barolara siyaset, rant, maddiyat ve koltuk beklentileri getirecektir. Bu durum, baroları konuşması gereken yerlerde susan, susması gereken konularda ise konuşan barolar haline sokacaktır.  Bununla birlikte yakın zamanda ilimizde Bu bağlamda küçük bir yavrumuzun hayatının söz konusu olduğu ve ilk günden itibaren titizlikle takip ettiğimiz bir soruşturmayı sosyal medya hesaplarından tartışarak olası şüphelilere fayda sağlamak niyetimiz olmadığı gibi; bir yargılama faaliyetini ve bu faaliyeti yapan hakim savcılarımızı bir sosyal medya ağı üzerinden değerlendirilemeyecek kadar da değerli olduklarını; işlenen bir suç karşısında sorumlulukları olanların düşünceleri, mevki ve makamları, sıfatları her ne olursa olsun yasalar önünde gereken karşılığı bulmaları için konunun ilk günden itibaren takipçisi olduğumuzu ve bundan sonra da sonuna kadar olacağımızı yineliyoruz. Yargı erkinin kurumu olan baroların da bir hukuk kurumu gibi yönetilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca biliyoruz ki  Hukuk devleti olmayı tam olarak tamamlayamamış, demokrasi geleneği ve kültürü eksik olan, insan hakları alanında geri olan ülkelerde hukukçu ve birer insan hakları savunucuları olarak avukatların işi herkesten ve her şeyden daha zor olacaktır. Yine duruşma salonu bulmakta zorlanan Hâkim ve Savcıların önünde dosyaların yığıldığı, örgütlenme haklarının olmadığı, buna karşılık emeklerinin gerçek karşılığının alınmadığı, adliyelerin bina ve personel sayısının eksik olduğu bir Adalet sisteminde mevzuatınız ne kadar ileri olursa olsun Adalette gecikmeler olacaktır. Avukatların yeri geldiğinde serbest meslek, yeri geldiğinde kamu görevlisi olarak kabul edildiği, ama kamu adına verilen bu yetkileri kullanmaya gelince bin bir engel çıkarıldığı, gece vakti bile göreve gönderilen Avukata yol ücretinin çok görüldüğü, dosya inceleme yetkilerinin törpülendiği, yasal bir takım güvenceleri olmasına rağmen rahat bir şeklide soruşturma ve kovuşturmaya maruz kaldıkları ve bu eksende zaman zaman tutuklandıkları, görev üstlendikleri davalarda müvekkil ile özdeşleştirildiği, her gün adliyede görev ifa etmelerine ve adliyenin idari düzenine ilişkin bir takım görevleri olmasına rağmen Adalet Komisyonlarında bulunmadıkları, zaman zaman savunmanın savunulacak hale düştüğü bir sistemde; hep birlikte hukuk zemininden uzaklaşmadan mücadele ederek bu engelleri aşma ve eksiklikleri tamamlamak zorundayız. Bugün Türkiye’deki 125 bin avukat büyük maddi ve manevi sorunlarla karşı karşıyadır. 20 bin stajyer avukat için meslek yaşamı güçlüklerle doludur. İtibarı yüksek, kurulması en kolay 116 hukuk fakültesi bilimsel faaliyetleri ile öne çıkması gereken üniversitelerin iştahını artırmakta ve buralarda okumakta olan 85 bin öğrenci, haklı olarak gelecek kaygısı içindedir. Örneğin Türkiyede 2 yıllık Adalet Meslekyüksekolu okumuş kişileri arayıp bulan Kosovadan bir üniversite hiç eğitim almadan Kosovaya bile gitmeden öğrencilere Hukuk Fakültesi diploması vermekte ve yakın zamana kadar denklik verilen bu akıl almaz durum karşısında Birliğimiz YÖK’ ü de harekete geçirmiştir” diye konuştu

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.